Ülkede işsizlik bitti, Ekonomi uçtu, Esnaf parayı koyacak yer bulamıyor, Vatandaş refah içinde yüzüyor, Pandemi sıfırlandı, Sıra baro düzenlemesine geldi.
Sahi Baro Seçimleri nasıl yapılıyor. Bu kadar illegal ve faşizan bir durum var mı?
*
A- Bir kaç aday çıkar
B- Sandık konulur
C- Oy kullanılır
D- En çok oy alan kazanır.
E- Baro yönetimi oluşur.
*
Tıpkı AKParti nin 18 yıldır iktidarda olduğu gibi… sandıkla.
*
Mesela 18 Yıldır Muhalefette olan CHP çıkıp şunu diyemez. Ben seçilemiyorum, Sandıkta faşizan bir yapı var, baskı var bu nedenle ben kendi hükümetimi kuracağım diyemez. Anayasamızda böyle absürt bir yetki paylaşımı yoktur.
*
Barolarda seçim kaybedenlerin iktidara yakın olması da “biz farklı bir baro istiyoruz, çünkü bu baroda hiç iktidar olamıyoruz” demesi absürttür. O halde seçimsiz baromu hedefleniyor. Bu durum; Anayasaya uygun değil, Odalara ve mesleki yapıya uygun değil, Ülkenin sosyolojik ve siyasal yapısına uygun değil… Ayrışmanın zirve yaptığı bir dönemde hiç uygun değil.
Bugün yasa geçerse ne olacak; Barolar bölündüğünde çok geçmeden barolar arasında özellikle karşı tanımlamalar, yaftalamalar başlayacak. Tam bir siyasal yapıya kavuşacaklar.
AKP + MHP + VATAN PARTİSİ ne yakın barolar;
+ Cumhurun Barosu
+ Vatanseverlerin Barosu
+Milli Baro
+Yerli Baro
CHP + İYİ PARTİ + HDP + SAADET e yakın barolar;
+Muhalefetin Barosu
+Zilletin Barosu
+Teröristlerin Barosu
+İmralının Barosu
+Kandilin Barosu
BAROLAR BÖLÜNDÜĞÜNDE;
+Hükümete yakın olan baro
+Muhalefete yakın olan baro
+Hükümete karşı baro tanımlaması oluşacak.
MUHALEFETE YAKIN BAROLARA;
+Kimse dava vermeyecek,
+Davaların uzayacağı düşünülecek,
+Davaların kazanılamayacağı düşünülecek.
EN BASİT DAVALAR DAHİ;
+Hükümet tarafındaki baro avukatının
+Muhalefet yanındaki baro avukatının davasına dönüşecek.
MUHALEFET YAKIN BAROLARIN;
+Avukatlar afişe olacak,
+Tarafgir oldukları düşünülecek,
+Hükümet karşıtı, Devlet karşıtı algısı yaratılacak.
İKTİDARDAKİ PARTİ SEÇİM KAYBETTİĞİNDE;
+Muhalefetteki baro otomatikman İktidar Barosu olacak.
BAROLARDAN SONRA AVUKATLAR İÇİNDE DÜZENLEME GELİRSE;
ilk konu kimsenin önünde iliklenmeyen cübbelere düğme delikleri açılması olabilir. Özgür iradesi ile isteyen iliklesin, isteyen iliklemesin denebilir.
Barolar meselesi ÇOKLU sisteme geçişin “Sarı Öküzüdür”
5000 üzerindeki Avukatın bulunduğu illerde başlayan ÇOKLU BARO uygulaması başladıktan bir süre sonra, 300 avukatı olan şehirlerin avukatları ÇOKLU BARO ya geçiş isteyecekler. Anayasa mahkemesine başvuracak, Özgürlük, eşitlik gibi Ülkemizde zirve yapmış değerlerden dolayı kısıtlamasız tüm illerde ÇOKLU BARO yayılacak.
Bu aşamayı geçtiğimizde; ÇOKLU BARO uygulaması diğer odalar için de emsal teşkil edecek. Odalarda seçilemeyen her grup “Bizim Başımız Kel mi?” diye ortaya dökülecek ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Tabip Odaları, Ziraat Odaları, Esnaf Odaları, Mimar Odaları, Mühendis Odaları, Soför Odaları sıraya geçecek…
Adana da 6 sanayi odası, 12 ticaret odası, 5 tabip odası, 8 ziraat odası, 4 soför odası gibi tuhaf bir mesleki yapı oluşacak. Odalar meslek örgütleri olmaktan çıkacak, numara veya isimle anılan ideolojik yapılara dönüşecek.. Bu ayrışma, Devletin odalar üzerindeki denetim mekanizmasına çomak sokacaktır.
Ve Sonuç; Muhalefet belediyelerinin yaşadığı finansman zorluklarını, Muhalefet odaları yaşayacaktır. Devlet bankalarının kredi uygulamaları, teşvikler ve destekler öncelikle iktidar taraftarı odalara kullandırılacak ve diğer odalar üzerinde baskı oluşturacaktır.
Durum oraya kadar gitmez diyenler varsa, son 30 yıldır ne, nasıl başlamış, nereye kadar gitmiş araştırsın…
Barolar ” Sarı Öküzümüzdür”
***********
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış.
Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
“Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz”de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım.”
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz”ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk”u istemişler:
“Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim.”
*
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk”u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
*
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, “Verin bize şunu, yoksa karışmayız” demeye başlamışlar.
*
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, “Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük” diye sormuş.
*
Boz Öküz, Benekli Öküz”ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli “Biz” demiş, “Sarı Öküz”ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..”
